kim?

yaşamayanbilir

4 Aralık 2013 Çarşamba

vişne çiçeği



kapkara bir ekran.
siyah beyaz kar
koyu ve yoğun
pencereye serpişiyor.

üç balkonlu bir kasabaya
üstünden bakıyorum.
şurada bir bahçe, gri-yeşil
ve vişne çiçekleri.

içeri gir, sabah oldu (tüm mevsimler burada, yağmurlu bir günün içinde saklı)
yanına sürün (boşluğun bir parçası)
duvardakini izle yarım saat boyunca (bir portakal ve kabuğu)
dışarısı soğuk, camlarda buğu. (gökyüzünde bir yıldız)
bırakıyorum kendimi orada
onca zaman boyunca (nazik güzellik)

unutmama izin verdin yine

ve horluyorum horul horul
bıraktın unutayım
hatalı olmanın nasıl hissettirdiğini

açık olabilseydim ona karşı (zavallıyken her şeyin seni zavallı hissettirmesi ne tuhaf)

ne de ayyaşça görünüyor gözüme ama şimdi (yatakta uzanmış, lambanın ışığı tepeden çarpıyor)
sözlerimin üzerine yığılıyor (ayağa kalk, perdeyi çek, görmek için halen düşen yağmuru)
kapı çarptığı anki huzur (aşağıda sıcak kahve var, bir sigara için otur)
parçalanacak gün ışığı az sonra (filtresine dek, bir tane daha ve son sigarama kadar)
kafam iyi, aşağı indim (bir daha ve son kuruşuma dek)

izin verdin unutmama bir kez daha (sabahın dördü, yere serilmiş. Erkenden uyanmış)
ve ben sendeliyorum sana doğru
unutmamı istedin, yine ve yine. (sabahın dördü, yere serilmiş. Erkenden uyanmış)
başından beri ne biliyorsam.