kim?

yaşamayanbilir

20 Mart 2012 Salı

her biri tek tek


Ölüm heryerdeydi
havada
ve gürültünün içinde
tümseklerden gelen
Bolton sırtının.
Ölümün demirlendiği yer.
Bir cigara sardığında
veya şaka yaptığında,
kahkahanın içinde o
ve içme suyunda
sahile yaklaştı
filikanın ipleri gibi,
denize damladı ve çevremizde süründü

Ölüm tarihi kalelerin içinde
milyonlarca mermiyle kaplanmış
koruluktan bekleyen topçuların
kulübeleri patlatılacak diye tehdit edilmiş yürekleriyle.
Güneşe yaklaştıkça biz
ölüm her biri ve tek tekti.

Ölüm dumanın içinde asılı ve yapışmış
400 dönüm kullanılmaz sahil arazisine.
Bir yığın kırmızı gezegen, ölüm damıtıyor tepeden
şimdi ve şu an ve hemen
havanın içinde
ve gürültünün göbeğinde
tümseklerden gelen
Bolton sırtının.
Ölüm parlak güneşin içinde,
gözlerine dikiyor herkesin üzerine.
Kemiklerini takırdatıyor Süvarinin
açıkta bir yerde halen uzanan.

Bizim gibi, güneşe doğru ilerleyen
ve şakıyan, "Her biri ve hepsine ölüm."

dinle

19 Mart 2012 Pazartesi

saplanmış

dinle

kıpırdandın
sokaklardan odana
ve sonunda bana
ne içerim diye sordun bana

Dostum Johnny,
kolumdan çekip duran
istersem gidebilirim diyor
sahiden düşündüğüm buysa

neden kolay değil ki
basitçe
neden çekip gitmiyorsun ki
bırak beni
bırak git beni

sallanırken görürüm seni
duyamam ne dediğini

saplanıp kaldım burada
sandalyeme yapışık
ayrılmak için bir neden tasarlıyorum
nihayet konuşmayı bıraktığında
uzun yavaş bir yürüyüş
Washington caddesinden aşağı
yarı uykulu ayakta
yarı farkında rüyamın

yalnız gidecem evime
batan bir taş gibi
telefon kapalı
devam edecem ve özgürüm
buz gibi rüzgar
iflas etmiş fabrika
Yine de görürüm seni sallanırken
ve duymam dediklerini

kaçırdım meseleyi
yakalandım biraz
düğüm içinde
duvara çarptım az önce
düştüm azcık
sallanan vinç topunu hissettim üzerimde
ve neden böyle olsun ki
neden anlatmadın bana
neden anlatmadın bana
emindim anlatacağına
neden söylemedin bana
söylersin sandım
anlat bakalım

13 Mart 2012 Salı

özgür dünya liderleri


dinle

bıktım yaşamak için çalışmaktan
son günlerimi sayıyorum yalnızca
Of, özledim seni Louise yaw,
Ve en hastalıklı zevkler ile diş ağrısı arasında gidip geliyorum

periskop yukarı
bir kaçığı arıyorum
komuta odasındakini görmem gerek
ve hatırlatmalıyım ona beni geçip giden şeyi

uyumasın annen!
ve etrafındaki dostlar!
bir hırsızı büyütmedim ben!
bir hırsızı büyütmedim ben!

ama özgür dünya liderleri
taş atan ufaklıklar gibi
ve ne kolay görmezden gelmek
evlerinizin kapısını çalana dek

düşüncelerim yönlendirilmedi
ama müzik hep uzattı bana elini
kolayca memnun kalırım
ama düşürdük sanırım asalarımızı 60lar hiç olmamış gibi

periskop yukarı
bir kaçığa bakınmalıyım
komuta edeni görmem gerek
ve hatırlatmalıyım ona beni ezip gideni

Annen uyumaz!
Ve çevrendeki dostlar!
Soyguncu büyütmedim ben!
Soyguncu büyütmedim ben!

ama özgür dünyanın başındakiler
taş fırlatan bacaksızlar gibi
ve en kolayı görmezden gelmek
evlerinizin kapısı çalınana dek

babadan sorumsuz oğluna geçiyor silah
bir heyelanı tırmanıyoruz, sadece iyilerin genç öldüğü

baba, beceriksiz oğluna devrediyor silahı
iyilerin erken göçtüğü kaygan bir zemini tırmanıyoruz yalnızca



12 Mart 2012 Pazartesi

cennet bahçen


hiç aklına getirdin mi beni
en iyi arkadaşın olarak
ya ben düşündüm mü seni
şikayet değil bu

hissetmeyi denemedim hiç
fark etmedim bu titremeyi
ulaşmayı denemedim hiç
uğraşmadım cennetine ulaşmaya

hiç aklıma getirdim mi seni
düşmanım olarak
hiç düşündün mü beni
yakınmalar içinde

duymayı istemedim hiç
sarsılma geçip gitti üzerimden
çabalamadım girmeye hiç
cennet bahçenin kapısından içeri

dinle

9 Mart 2012 Cuma

ne zaman bilmem ama o gün gelecek


dinle

doğru mu duyduklarım tanrının oğlu hakkında?
kurtarmak için mi geldi? geldi mi hiç?
ayaklarını kurutsaydım kirli saçlarımla,
temizler miydi beni yine?

Derler ki, bilinmez ne zaman ama o gün gelecek,
ne ay olacak ne güneş gökyüzünde
sadece siyah, kapkaranlık
eskiden olduğu halde.

tatlı bir kız tanıdım, o hoş kibriyle
ve her erkeğin rüyasıydı, eh, benim de tabi,
ama coştukça coştu ve öldü
bir gösteriş nöbeti içinde

şimdi mor kalpten erkekler gümüş silahlar taşır
ve birini öldürecekler babasının yaptığından ötürü
ama ne yaptıysa babam, bi boka yaramaz bil ki.
Ben değilim o.

ve sana göre disiplin gerek bana, peki, bence de.
Odama yollandım. Oturdum sandalyeye.
Dilimi tuttum. Tıkamadım kulaklarımı.
Hayır, iyi bir konuşmaydı.

Şimdi bilmiyorum neden ama gülümsemeyi deniyorum halen
bir çocuk gibi konuştuklarında bana.
Bir çocuk değilim aslında. Hayır, ben
çok daha küçüğüm bir çocuktan.

Ve biraz kitap okudum ve oldukça cesur büyüdüm.
Çekinmeden konuşabilseydim, derdim ki sanırım
gerçek diye bir şey yok. Sen varsın sadece
ve gerçekten anladığın.

Şarkılarımı söylerim o zaman ben de ve dilenirim
Sonra terkederim kasabanı ve dönüp bakmam geriye asla.
Yok, bakmam geriye çünkü yolum açık
ve uzanıyor tam önümde

Eve varacağım az sonra ve favori barımızda buluşacaz dostlarla
Yüklü yüreğimiz için kafamızı rahatlatacaz biraz da.
Ve bir şeyler içeriz beraber, paylaşırız korkularımızı.
bilirler ne çok sevdiğimi.
bilirler ne çok sevdiğimi onları.
bir hiçim onları sevmeden.

bilmem ne zamam ama o gün gelecek
ne ay olacak ne güneş gökyüzünde
Siyaha dönecek her yer. Geçmişe gidecek her yer.
Olması gerektiği yöne doğru.

doğru mu söyledikleri mesih hakkında?
Bizim için mi öldü? Öldü mü sahi?
Ve satmışsam ruhumu bir çanta altın karşılığında sana,
hangimiz sence aptal olan?
kim şapşallık yapan?
hangimiz aptal?
kim olurdu şapşal olan?

Başlar mısın açıklamaya lütfen?
Yani, anlayış gerek bana.
(x3)

İyi olabilirdim biraz açıklamayla.
Bilirsin. Anlamak isterim.

6 Mart 2012 Salı

kısa kanatlarla gezinmiştik havada


dinle

döküntü kayalıkların
tepecik sorguçlarının üzerinde
nefes kesici bir havacılık dersi
hararetle, kemikleri çıkarak
alevlenmiş ve kemiğini göstermiş

daha çok böğürme ve kıyameti koparma ile
bir çellonun liderliğinde salıverecek seni
sağır ve gürültülü
izin verecek kaçmana

aç mı aç çirkin bir avcı
nefesi ardından gelir ayrı ayrı
yaşlı köpeği yapar sepetteki pastayı
ihtiyar benim için geldiğinde
yıllar bana yaklaştığında

2 Mart 2012 Cuma

yürek atışı


dinle

sersemleşen bir gece
hızlanmış gerçeğin gecesi
ödenmiş bir yeminimiz var
dört el ve gerisi

etki altında ikisi de
ilahi bir his var içimizde
ne söyleneceğini bilen
akıl keskin bıçaktır

yukarıdan bir el çağırmak
dayanmak için
yetmez bana
benim için değil, hayır

büyülü telaşın gecesi
basit bir dokunuş başlar
zorlamak ve haykırmak için bir gece
ve rahatlamak

kusursuz ahengin on günü
kırmızı ve mavi renkler
verilmiş sözümüz vardı
tutulmuştuk birbirimize

tutunmak bir ele
yukarıdan gelecek
bana göre değil
ben değil, hayır

ve sen, sen bilirsin şeytanın ellerini
ve sen, kurt dişi karşısında uyanık tuttun bizi
farklı kalp atışlarını paylaşarak
tek bir gecenin içinde

güvenmek bir ele
gökyüzünden uzanacak
uymaz bana,
bana değil, hayır.

1 Mart 2012 Perşembe

öper ve titrer


dinle

dokunuşun getirdiğinde
gözyaşı ve titreme
öpüşün aşk gibi koktuğunda
dokunurken getirdiğin
ağlama ve sarsılma
öperken koktuğun aşk

kalbinde
yüreğinde
içinde
sakla
karanlıkta
boşlukta
koyulukta

huzur yok bana
ve bilirim neden memnun kalacağını
bu sefer değil ama

görmem gerek seni
sessizlik vardığında geceye
ve derin ve sıkıyken aşk

görmem lazım seni
sessizlik dolduğunda geceye
aşka gömüldüğümde

ruhunda
canında
vicdanında
sakla
akşamda
esrarda
ıssızda

derimin altında hareketlisin usulca
kim sever seni benim gibi
kim öper seni benim gibi, yavrum

göğsünde
özünde
gönlünde
sakla
sessizde
gölgede
gizemde

kim sevcek seni ben gibi?
kim öpcek seni benimki gibi?